kutsal kase

aşık memo yine fikinin
doğrusunda ilerliyordu:

Fikim tekne ben tayfa, aştım nehirler
Fikim rehber ben yolcu, gezdim şehirler
Gördüm kavun memeler, davul kaseler
Tokmak fiki davula bir vuramadım...

...
Bir ilde dilberler dolanıyorsa
Yollarda memeler sallanıyorsa
İnsan hemen fike davranıyorsa
İşte şehir diye ben buna derim...

Ne zaman ki yolda bir kase görsem
Derim ki içimden "Şunu ellesem"
"Evvela domaltsam, sonra köklesem"
Kaskatı kesilir taşlaşır fikim...

Meme görmez isem o gün mutsuzum
Dam domaltmak dersen, zaten bahtsızım
Fikfik içün gayri pek umutsuzum
Kaldı yine bugün elimde fikim...

şehir meydanındaki kadınlar:
Anlaşılan uzun zamandır fikin havada dolaşıyorsun yabancı. Şehrimizin kadınları birbirinden
güzeldir. Fik fikebildiğini!.. Onu fik, bunu fik... İstersen gel beni fik!..


aşık memo:
Memo der damlara gözlerim baksın
Barrağım her daim havaya kalksın
O'sbirciydi namım, o'sbirci kalsın
Siz domalın bense o'sbir çekeyim...

kadın:
Belli ki ululardan bir uluymuşsun Aşık Memo... Madem ki dam köt fikmiyorsun, o halde şehrimizin sırrını
sana anlatabiliriz...
Şu kapanmış kadınlar kim dersin Memo?.. Tapınağın rahibeleri mi?..


aşık memo:
Belki...

kadın:
Hayır hayır... Onlar kendilerini göstermek istemeyen çirkin kadınlar. Tapınaktaki Kutsal Kase'yi ziyarete
geliyorlar...
Bak işte Kutsal Kase bu... Seyret şimdi olanları...

kutsal kase'den su içen
çirkin bir kadın:

Gluk... gluk... gluk... gluk...
-aniden güzelleşerek-Plinnnngg!-


kadın:
İşte Memo, Kutsal Kase'nin içinde biriken kutsal damcık suyu şifalıdır. Memelere dirilik, kaselere dirilik verir.
Saçları ipek yüzleri bebek gibi, damları tabak kötleri tabak gibi yapar. En buruşmuş damcıkları dümbelek
gibi gerer, en folloşlamış büzzükleri dasdaracık eder...
İşte bizim için bu denli değerli olan kasemizi, en seçme muhafızlarımız koruyor...
Onlar ki kimseye boyun eğmeyen, kaseyi korumak için kötlerini ortaya koyan yenilmez savaşçılardır...
...Ama... Ama neler oluyor!.. Bunlar da nesi!..

uçan kanatlı fikler:
...svip... svip... svip svip... svip svip svip... svip svip svip... svip svip...

muhafızlar:
-Ay çok şiriin!..
-Yakalayın!.. Yakalayın!..
-Dur kaçma!..
-Hi hi hi hi...


kötündeki süpürgeyle
uçarak gelen cadı:

Aahh hah hah haa!.. Aha ha haa!.. Kaaseeee!.. Kutsal Kase benim olacaaak!.. Beniiimm!..

kadın:
Bu kahkaha!.. Bu ses!.. Aman tanrım olamaz!.. Bu... Bu...
Bu batının kötü cadısı Karakun!.. Bırak o kaseyi yerine pis cadı!.. Bırak onu!..

karakun cadısı:
Haa ha ha ha haaa!.. Ha ha ha haaaa!.. Ha ha ha ha ha haaaa!..

kadınlar:
-Kutsal Kase çalındı!.. Kutsal Kase çalındı!..
-Kutsal Kase çalındı!..
-Kutsal Kase çalındı!..
-Yooooo!..
-Kutsal Kaseee!..


kadın:
Ühüü ühüü!.. Artık... Artık ben bir hiçim!.. Bu... Bu şehir bir hiç!.. Artık yollarda sallanan memeler olmayacak
Memo! Çünkü... Çünkü kutsal suyun etkisi... Sadece... Sadece bir gün sürer!.. Bak!.. Ben de çirkinleştim! Kutsal
su vaktim gelmişti, ama şimdi önce ben sonra bütün şehir... Bir bir çirkinleşeceğiz... Bir bir acuzeye döneceğiz
Memo!.. Karakun
Cadısı'ndan kaseyi geri almamız ise imkansız... Çünkü hiç birimiz büyüden anlamayız Memo!.. Biz sadece
fikfikten anlarız... Sadece domalmayı, yalamayı biliriz... Oysa artık kimse bizi domaltmayacak!..
Ühüü ühüüü!..


kadınlar:
-Gittiii!.. Gittiii!..
-Napçaz, gittiiiii!..
-Bööö!.. Böaaaaa!..

aşık memo:
Kasesiz zamanlar ben hep iç çektim
Kaseler peşinde nice yol teptim
Yine varsa kase dağlar ardında
Koşarım, uçarım, yine giderim...

kadın:
Çok tehlikeli Memo, boşuna niyet etme kaseyi geri almaya... Kutsal Kase'yi fikmek isteyen çoktur. Eğer ki kase
fikilirse tılsım bozulur. Atmıklı dam suyundan kime şifa gelir ki... Hem bırak Kutsal Kase'yi, senin kaseye
bile çizerler... Ama madem gidiyorsun, yolun açık olsun Memo...

........
ağaçların arkasında
pusuya yatmış haydutlar:

-Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!.. Hadi!.. Hadi!.. Hadi!..
-Ulan saldırıp allahın meczupunu mu domaltıcaz!.. Dur hele şu kaseyi ele geçirsin!.. Ondan sonra ben...
Dünyada her çeşit kaseyi domaltmış olan ben, en nihayetinde Kutsal Kase'yi de domaltmış olacağım!..
-Patvon be, ben gövdüm, bu kasedeki sudan içen kavılavın memelevi kocaman oluyo... Biz içsek bizim de
fikimiz büyüv mü?..
-Ben ne bileyim olum!.. Hadi hadi, izleyelim, kaçırmıyalım herifi!..

.........
tepedeki kulübesinde
karakun cadısı:

Nıha ha ha ha haa!.. Az sonra dünyanın en güzel kadını olacağım!.. Büyü gücümle fikiş gücüm birleşince
bütün erkekler kölem olacak!.. Dünyanın bütün barrakları benim olacak!.. Benimmm!..
-kaseden su içip güzelleşerek- lıp lıp lıp lıp... plinnnng!.. plinnng! plinnng!..-
Ha ha haa!.. Bu dama bu köte fik sokmayacak yiğit var mı şu dünyada?!.. Artık gelsin barraklar, gitsin daşşaklar!..

aşık memo:
Dam görünce her bir barrak dikilir
Barrak dikildi mi damcık fikilir
Fik damcıktan dam barraktan sıkılır
Sıkıntısız bir iş var ki: otuzbir...

karakun cadısı:
Ahha!.. İşte ilk barrak ayağıma geldi... Hey sen, çabuk gel beni fik!..

aşık memo:
Memo'da bir fik var hiç yere inmez
İstese de fiki bir yere girmez
Şuncacık aklı var fikfik'e ermez
Anladığı tek şey var ki: otuzbir...

karakun cadısı:
Bana bak sefil yadatık!.. Beni büyü yapmaya zorlama!.. Sok diyorsam sok o fikini!.. Yoksa o fiki solucana çeviririm!..

pencereden giren bir kuş:
Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

karakun cadısı:
O da nesi!.. Kahretsin! Bir Taşakuşu!..

karakun cadısı'nın
kötünü kavrayan taşakuşu:

Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

karakun cadısı:
Git burdan pislik!.. Kötümü sana fiktirmem!.. Defol! Defol!.. Kahretsin, kaseyi kaptı!..

kutsal kase'yi kapıp
pencereden uçan taşakuşu:

Ogoaak!.. Ogoaak!.. Ogoaak!..

süpürgesini kötüne
sokan karakun cadısı:

Tabi yaa!.. Taşakuşlarının yavrulama mevsimindeyiz!.. Kutsal Kase'yi yavrularına domalttırmadan
ona yetişmeliyim!..
-aşık memo, bastonunu çevirip kötünde süpürgeyle uçan karakun cadısının damına sokarak- ...hooop, cluk!..-


..........
kayaların üzerindeki yuvada
yavru taşakuşları:

Gvöt!.. Gvööt!.. Gvövöööt!..

kutsal kase'yi
taşıyan taşakuşu:

Ogovvk?.. Ogovvk?..
-aşağıdan gelen bir taşla vurulan taşakuşu düşerken- Tonk!.. ogoooooooooo..........-

dev:
Allaallaaa... Bu ne böyle yaa... Bunca yıldır taşakuşlarına pusu kurup yavrularına getirdikleri kaseleri çalarım,
hiç böyle bir kaseyle karşılaşmış değilim vallahi... Eh napalım, bugünkü rızkımız da buymuş...


ağaçların arkasına
saklanan karakun cadısı:

Vay canına! Kase bu defa da Salkımtaşak Devi'nin eline geçti!.. Salkımtaşak'ın tek bir amacı vardır,
o da köt fikmek... Hangi köt olduğu farketmez... Ona Kutsal Kase yerine fiktirebileceğim nefis bir kötüm var!..


haydutlar:
-Hadi parvon!.. Saldıvalım patvon!..
-Dur be olum!.. Kaseyi ele geçirsinler hele!..


karakun cadısı:
Ay bi bakar mısınııız... Ay çok pardooon, buralarda bi kase kaybettim dee... Hiç dikkatinizi çekti mi acibaaa?..
Ay hep buralarda bööyle arıyorum ama bulamıyoruuum...


salkımtaşak devi:
Belkim bu olabiler mi aceba?..

kutsal kaseyi alan
karakun cadısı:
Kasem!.. Kasem!..


karakun cadısını fiken
salkımtaşak devi:

-Şluk!-
Kase!.. Kase!..

fikilen karakun cadısı:
...oğğğhhh, kaaseeeeemmm!..

-Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-
-ahand ohanda ahanda ohanda ahanda ohanda-

fikişen devle cadının yanından kaseyi alan
aşık memo ormanda ilerlerken, haydutlar:

-Dur yolcu!.. Sende bizim bi emanetimiz varmış. He he he...
-Evet, patvon kaseye bavvağı kanıvtacak!..
-İşte!.. İşte dünyada domaltılabilecek en güzel, en nadide, en kutsal kase!.. Onu ben fikeceğim!.. Ben!..
-Patvon be... Fikmeden evvel vercen mi bi yudum?..
-Ne?.. Ne yudumu!..
-Hani patvon, su memelevi büyütüyodu ya... Hani fiki de büyütüyoduv diyoduk...
-Fiki mi büyütüyo?.. -fikinin iki kat büyüdüğünü düşünüp kutsal sudan içince damı, kötü ve memeleri çıkarak-Lıp lıp lıp lıp... Plönk!.. Plönk!..-
-Pa-pa-patvon?.. O kadav güzelsin ki...
...
-Dur!.. Dur lan!.. Gelme üstüme!.. Gelme!..
-Ohh patvonum benim!.. Tam tipimsin... Ohhh...
-Elleme lan!.. Ayıp olum, bi gören olur!..
-Ohh..Patvoonnn, ooohhh...
-Şşşşt, devam et!...
-Stomp! Stomp! Stomp! Stomp!-

.........
şehirde bir kadın:
Heeey!.. Memo geliyor!.. Kutsal Kase'yi getiriyor!.. Aşık Memo kaseyi getiriyor!.. Duyduk duymadık demeyin!..

kadınlar:
-löngür löngür-
-Açılın!..
-Açılın ayol!
-Çekilin!
-Pinnng!.. Ping!.. Pinng!.. Pinnng!..-

kadın:
Ohh... Sayende tekrar taş gibi vücuduma kavuştum Memo... Memo?.. Nerdesin?..

ufka doğru ilerleyen
aşık memo:

Kase sözü düşmez oldu dilimden
Bin bir kase geçti her gün önümden
Barrağımı bırakmadan elimden
Ömür boyu attırdım ben her yana...

.........
ertesi gün ormanda
salkımtaşak devi:

Ulan karı dün gözüme nasıl da güzel gözükmüştü, bi de şu haline bak mına koyyim yaa...
Nası kurtulcam ki bundan...


dev'e sarılmış yatan
karakun cadısı:

...mmmhh... canım... mmmmmmm...

mart 2000 > l-manyak sayı 51